MERAK EDİLEN SORULAR

Bütüncül ve TitreşimTıbbı

BÜTÜNCÜL TIP YAKLAŞIMI ile hedeflenen iyileşme; bedenin kendi kaynaklarını kullanarak, yaşam tarzı değişiklikleri ve doğada var olan iyileştirici unsurların da yardımıyla kişinin kendisinin de rol aldığı bir süreci başlatmaktır.

Bütüncül tıp, modern tıbbın alternatifi değil, onu da içeren daha köklü bir sağlık modelidir.

Modern yaşam tarzının getirdiği sorunlar, bu hastalıkların neredeyse patlama seviyesine gelmesinde büyük etkendir.

Enfeksiyonlara karşı korunmak veya bağışıklık sistemini güçlendirmek isteyen, cilt kırışıklıkları, uyku düzensizliği, kronik yorgunluk, depresyon, cinsel istekte azalma, erken yaşlanma, dikkat ve konsantrasyon azalması ve yoğun stres ve baskıya bağlı sıkıntılar yaşayan kişilere önerilir.

Alerjik hastalıklar, Romatizmal hastalıklar, Kanser ve kemoterapi uygulamaları, Karaciğer hastalıkları, Kan dolaşımı ve cilt hastalıkları, Yara, Akne, Sedef hastalığı gibi kozmetik sorunlar, Tip 2 Diyabet, Hipertansiyon, Ülser, Hepatit B ve C gibi pek çok durum için önerilir.

Gebeliklerin ilk üç ayında, Bakla alerjisi olanlarda, Aşırı alkol kullananlarda, Hipertirioidi krizinde, İleri derecede kansızlık ve kanama-pıhtılaşma rahatsızlığı olanlarda, Yeni gelişmiş kalp enfarktüsü ve beyin kanamalarında, Savunma sistemini baskılayan ilaç tedavisi alanlar ve Bilinci kapalı kişilerde ozonterapiuygulanmaz.

Far infra-redOzon Sauna bir detoks yöntemidir. Vücuda zararlı olan ağır metalleri, toksinleri ve ödemi vücuttan atar. İş hayatından ve şehir yaşamından kaynaklanan stres ile zihinsel ve fiziksel yorgunluğu bu maddelerin atılmasıyla ortadan kaldırır.

Ozon saunanın kanıtlanmış herhangi bir zararı ya da yan etkisi yoktur.

Genellikle toplam 8-10 seans uygulanır. Haftada 2 seans yapılabilir.

C Vit, E vit, Se, Kurkumin, Silimarin (Deve dikeni), N-asetilsistein (NAC) gibi takviyeler Glutatyon üretimini arttırır.

– Bol miktarda taze ürün içeren organik bir diyet, vücudunuzun Glutatyon üretimini artırmasına yardımcı olabilir, ancak emilim her zaman yeterli olamamaktadır.

Kronik yorgunluk/Güçsüzlük

Baş ağrısı/Baş dönmesi

Uyku sorunları

Cilt sorunları

Konsantrasyon zorluğu

Eklem ağrıları

Ruhsal sorunlar ve depresyon

Otoimmün hastalıklar, Fibromiyalji, Kalp hastalıkları, Cilt problemleri ve diğer birçok durum, düşük Glutatyon seviyeleri ile ilişkilidir.

  • Yüksek doz damardan C vitamini uygulaması; güçlü bir antioksidan etki yaratır bu sayede bağışıklık sistemine destek sağlanır, enfeksiyonlarla mücadele güçlenir ve yaşam kalitesi artar.
  • İV C vitamini, kanser hücrelerine karşı pro-oksidant etki gösterir. Yani yüksek doz C vitamini ile karşılaşan kanser hücreleri mutasyon geçirir ve hidrojen peroksit reaksiyonu geçirerek ölür.
  • Bu yüksek doz uygulamalarında vücuttaki C vitamini konsantrasyonu en üst seviyeye ulaşır (ki buna tepe plazma seviyesi deriz) Bu seviyedeki C  vitamini demir ve bakır ile etkileşime girerek; patojenik bakterileri ve kanser hücrelerini öldüren hidrojen peroksiti oluşturur.
  • Antioksidan amaçla İV C vitamini 7.5 gr ve aşağısında uygulanır. Kanser gibi hastalıkların tedavisinde prooksidan amaç ile kilogram başına 0,5 gr.dan başlayıp 1 gr.a kadar çıkılabilir.

*Kanser önleyici ve tedavi edici etkilere sahiptir,

*Kollajen üretimini aktive eder, yara iyileşmesini hızlandırır,

*Bağışıklığı güçlendirir, viral ve bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde etkilidir,

*Toksin yükünü azaltmaya yardımcı olur, Antioksidan ve antienflamatuar etkilidir,

*Sağlıklı bir cilt ve kemik sağlığı için vazgeçilmezdir,

*Depresyon üzerinde olumlu etkilidir ve kaygıyı azaltıcı etkileri gösterilmiştir,

*Yaşla ilişkili bilişsel eksiklikleri yavaşlatır,

*Hipertansiyon, Şeker hastalığı gibi kronik hastalıkların tedavisinde destekleyicidir,

*Akciğerleri oksidatif stresin olumsuz etkisine karşı korur,

*Mitokondriyi oksidatif hasara karşı korur, Fiziksel performansı artırır,

*Obesite de etkilidir, Kan şekeri ve lipid düzeylerini düşürür,

*Sigaranın olumsuz etkilerine karşı vücudu korur,

*Cinsellik ve Sperm kalitesi üzerine olumlu etkilidir,

Tüm bunlarla birlikte oldukça güvenlidir ve bilinen toksik dozu yoktur.

Kan basıncının düşürülmesi

Kandan atıkların uzaklaştırılması

Damar tıkanıklıklarının azaltılması

İnme (felç) riskinin azaltılması

Kalp krizi riskinin azaltılması

Kronik toksisitenin azaltılması

Ağrıların giderilmesi

Kulunçların tedavisi

Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi

Bağımlılık yapan maddelere karşı isteğin azaltılması

Metabolizmanın düzgün çalışması

Son 6 ay içinde yapılmış ameliyat bölgelerine, aktif yara üzerine, gebelerde karın bölgesine, çocuklarda omurga üzerine, kan sulandırıcı ilaç kullanan kişilerde, anemi ve kanama bozuklukları gibi kan hastalığı olan hastalarda ve çok yaşlılarda kupa terapi uygulanmaz.

Hastanın öyküsü bu süreçte en önemli bilgileri barındırır. Zira biyolojimizi belirleyen, biyografimizdir. Bunu okumayı başardığımızda, pek çok laboratuvar ve görüntüleme tekniklerinden daha fazla bilgi elde edebiliriz.

Elbette, olmazsa olmaz genel fizik muayene

Elektrokardiyografi tetkiki ve değerlendirilmesi

Laboratuvar tetkikleri

Tanita vücut analiz cihazı ile biyoempedans ölçüm yapılması, sonucun yorumlanması ve hastanın bilgilendirilmesi. (Vücut kas ve yağ oranının hesaplanması ve özellikle iç organlar civarındaki yağ dağılımının saptanması ile  metabolizmanın durumu, insülin direnci, şeker hastalığı, koroner arter hastalığı, inme riskinin araştırılması.)

So-check cihazı ile spektrofotometrik yolla yapay zeka ile başta mineraller, ağır metaller, vitaminler ve antioksidan düzey olmak üzere pek çok parametrenin değerlendirmesi yapılır.

Eğer hastanın sağlık durumu ileri radyolojik veya genetik tetkiklere gereksinim gösterirse anlaşmalı laboratuvardan ilgili tetkiklerin istenmesi

Tıbbi süreç ve sonuçların değerlendirilmesi, yaşam tarzı değişiklikleri ve gerekiyorsa takviyelerin önerilmesi ile sonuçlandırılır.

  • Vücudun kendi kendini iyileştirme mekanizmasını harekete geçirerek doğal dengesine kavuşmasına zemin hazırlar.
  • Mevcut ya da potansiyel problemler, eksiklikler, fonksiyon bozuklukları, dejenerasyon, toksisite, enflamasyon ve blokajlar titreşimsel düzeyde tespit edilip, enerjetik olarak dengeye getirildiği için hastalıklar, nedenleriyle birlikte ele alınarak tam bir iyileşme elde edilebilmektedir.
  • Cihazla uygulanan kuantum biofeedback terapi, stres alındaki organları ve sistemleri dengeleyerek iyileşmenin önündeki engellerin kalkmasına yardımcı olur.

• Dikkat dağınıklığı sendromu (ADD) • Hiperaktivite • Otizm •Madde bağımlılığı • Yorgunluk • Uykusuzluk • Depresyon • Öğrenme bozuklukları (özellikle çocuklarda) • Odaklanma problemleri (özellikle çocuklarda) • Cilt problemleri • Baş ağrıları ve migren • Omurga problemleri, kireçlenmeler, sinir sıkışmaları • Gıda intoleransları • Kilo problemleri • Kas problemleri • Sindirim ve bağırsak problemleri • Vitamin, mineral, aminoasitlerin ve hormon eksikliklerinin saptanması ve dengelenmesi • Genel detoks, ağır metal, ilaç etkileşimleri saptanması • Alerjiler • Şeker hastalığı ve yatkınlığı • Virüs, parazit, bakteri tesbiti ve temizliği • Sinir sistemi rahatsizlıkları • Panik atak • Duygusal ve ruhsal dengesizlikler, duygusal travmalar • İskelet Sistemi, kemik ve eklem rahatsızlıkları, artrit, romatizmal ağrılar • Gençleşme, güzelleşme, selülit giderme • Kilo verme • Uzun ve kısa süreli hafıza becerilerinin artırılması • Hafıza ve yaratıcılığın artırılması • Duygusal dengeleme • Alışkanlıkları bırakma • Ağrı

MERAK EDİLEN SORULAR

Bütüncül Beslenme

Bütüncül yaklaşımda beslenme en önemli konudur. Çünkü kronik hastalıkların en büyük nedeni bağırsak geçirgenliği ve bağırsaklarımızdaki kötü bakterilerdir. Burada yapılması gereken doğru besinleri seçerek doğru beslenmeyi yaşam biçimi haline getirmektir.
  • Otoimmün hastalıklar: Sedef, Mulitpl Skleroz, RomatoidArtrit, HaşimotoTiroiditi, Tip 1 Diyabet vb. hastalıklar
  • Kanser
  • Bağırsak hastalıkları: İrritabl Bağırsak Sendromu (Spastik Kolon, Hassas Bağırsak), Ülseratif Kolit, Kron, Tanısı konamamış diğer bağırsak sorunları
  • Metabolik Hastalıklar: Kanser, İnsülin Direnci, Tip 2 Diyabet, Hipotiroit, Kuşing Sendromu, Kronik Yorgunluk Sendromu, Fibromiyalji, Kemik erimesi (Osteoporoz)
  • Psikiyatrik Durumlar: Depresyon 
  • Nörolojik Hastalıklar: Alzheimer ve öncesi durumlar, Parkinson
  • Cilt Sorunları: Akne, Egzama, Diğer dermatit türleri
  • Hasta/Danışan bir insandır, sadece bir hastalık olarak görmez.
  • Bütüncül beslenme; bir kişinin yaşamının tüm yönlerini ele alarak çeşitli sağlık uygulamalarının hasta ve tıp hekimini içeren takım yaklaşımını benimser.
  • Amaç ise sadece semptomları hafifletmek değil, durumun sebep tespiti göz önünde bulundurmaktır.

Fonksiyonel tıp diyetisyeni eğitimi almış diyetisyenimiz kontrolünde gerçekleştiriliyor.

Vücuda besinlerle alınan enerjinin, fiziksel aktivite ile harcanan enerjiden daha fazla olması durumunda vücut ağırlığında ve yağ dokusunda artış olur.

Obezite diyabete, insülin direncine, kolesterol yüksekliğine, tansiyon yüksekliğine de neden olur.

Zayıflama sürecinde beslenme alışkanlıklarınıza, damak zevkinize, sosyal yaşamınıza uygun diyet programları sayesinde hedefinize ulaşmanızı sağlıyoruz. Bizler önce neden kilo aldığınızı araştırıp ardından tüm engelleri ortadan kaldırmak için sizi yakından takip ediyoruz. Seanslar sırasında  kapsamlı vücut analizi (vücut ağırlığı ,yağ oranı (%) ,viseral yağ oranı ,sıvı oranı(%) ,kas ağırlığı ,bazal metabolizma hızı ) değerlendirmesi yaparak ,detaylı kan tahlil sonuçlarınızı göz önünde bulundurarak bir beslenme programı oluşturuyoruz.

Eliminasyon diyeti iki aşamadan oluşur. İlk aşama bağırsak mikrobiyatası için risk oluşturabilecek besinleri en az 21 gün kaldırmaktır.

İkinci aşama ise “geri tanıtma” dönemidir. Geri tanıtma ise kaldırılan besinlerin belirli süre çerçevesinde alımını sağlayarak uyarıcı durumları tespit etmedir.

  • Şeker, tatlandırıcı ve bu bileşenleri içeren gıdalar
  • Glutenli tahıllar ve unlar (buğday,arpa,çavdar,bulgur,makarna)
  • Süt ve süt ürünleri (peynir,yoğurt,kefir,ayran)
  • Kuru Baklagiller (mercimek ,nohut,kuru fasulye, kuru börülce ,bakla ,barbunya)
  • İşlenmiş et ürünleri (salam,sosis)
  •  Kabuklu deniz ürünleri(karides,kalamar,midye )
  •  Mısır
  •  Sığır eti
  • Soya ve soya içeren ürünler
  • Alkol- kahve – çikolata
  • Yer fıstığı
  • Domates-biber-patlıcan ve patates gibi yeni dünya sebzeleri (bu madde şart değil ancak eklem ağrısı olanlar yapılabilirse çok faydalı olur)

Histamin intoleransı, vücuda besinlerle alınan ya da sentezlenen histaminin yeterince yakılamaması sonucu vücutta birikmesi ile oluşur ve kişilerde alerjik reaksiyonları taklit ederek hafif cilt döküntüleri, baş ağrısı, bağırsak sorunları gibi belirtilere sebep olur.

Histamin diyeti en az 3-6 hafta arasında histaminden zengin ve histamin tetikleyici besinler  kısıtlanarak bir beslenme programı ayarlanır,  alerjik reaksiyonlarınız takip edilir.

Nefesiniz normalden farklı kokuyor, ağzınızda metalik bir tat varsa ve idrarınız normalden farklı kokuyorsa ketozise girmişsiniz demektir. Ketozis aşamasını takip etmede aynı zamanda idrarda keton ölçümü yapılabilir. Ancak en doğru yöntem kan keton düzeyinin ölçümüdür. (Ketojenik metabolik terapi için keton miktarını 1-5 mmol/L düzeyini hedeflemeniz yeterli.)

Aralıklı oruç , dışarıdan maruz kalınan toksine set çekip otofaji mekanizmasını harekete geçirir mevcut toksinlerden arındır ve bedenen yenilenmeyi gerçekleştirir.

Aralıklı oruç vücudun sirkadiyen ritmini düzenler, insülin direnci ve diğer kan şekeri düzeyini dengeler.

Otizm, epilepsi, depresyon, anksiyete,

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB),

Dikkat Eksikliği Bozukluğu (DEB) ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)

Yeme bozukluğu hastaları (Anoreksiya, Bulimia Nervosa).

Anne sütü oluşturmak vücudumuz için enerji gerektiren bir süreçtir. Emziren kadınların günlük kalori ihtiyacı 450-500 kkal civarındadır. Ancak kalori ihtiyacınız yaşınıza, günlük hareket durumunuza yani kısacası bireysel ihtiyaçlarınıza göre değişiklik gösterebilmektedir.

Programa başlamadan önce ilk olarak sizleri daha iyi tanıyabilmek için detaylı bir form gönderiyoruz ve doldurduğunuz o form ışığında görüşmelere başlayıp size uygun bir beslenme programı ile yol alıyoruz.

Anne zayıfsa (BKI 20’nin altındaysa) ağırlık kazanımının 2. ve 3. trimester süresince haftada 500 gr. altına düşmemesi gerekmektedir. BKI değeri 26 ve üzeri olan kadınların ise haftalık artışı 300 gr olmalıdır.

Öncelikle hamilelik 3 trimesterden ve her bir trimester 3 aylık süreçten oluşuyor. Bebeğinizin gelişimi özellikle 2. trimesterde yani 2. 3 aylık dönemde daha fazla artıyor. O nedenle ilk 3 ay eğer gebeliğe başlama kilonuz fazla ise kaloriyi çok fazla artırmaya gerek yoktur ve kilo almamak sorun yaratmaz. Ancak ağırlık kaybına neden olabilecek davranışlarda bulunmak veya ağırlık kazanımını katı bir şekilde sınırlandırmak da gebelik dönemi için uygun bir davranış değildir. İkinci 3 ayda artan ihtiyacı karşılayabilmek için hamile kadınların günlük 300 kalorilik ek enerji alması gerekir.

S.S.S